Ana içeriğe atla

Annelik Serüveni 9. Hafta


Artık bebeğinizin organları ve kasları tam olarak çalışmaya başlıyor ve minik bir insana benziyor. Kalbinin dört ayrı bölmeye ayrılması tamamlandı ve kapakçıkları oluşmaya başladı. Artık kuytuğu tamamen kayboldu. Organları, kasları, sinirleri tam olarak çalışıyor. Dış Cinsel organı yerinde olmasına rağmen kız ya da erkek olduğunu anlayabilmemiz için birkaç hafta daha beklememiz gerekiyor. Gözleri kapalı ama gözleri tamamen oluştu 27. Haftaya kadarda bebeğiniz gözlerini açmayacak Küçük kulak memeleri, ağzı, burnu ve burun delikleri biraz birbirinden uzakta kalsada hepsi yerli yerinde plasenta hormon üretimindeki kritik görevini tamamladı ve yeterli gelişime ulaştı.
Şimdi bebeğiniz hızla kilo almayı bekliyor. Duygularınız gel-gitli olabilir, beliniz iyice kalınlaştı ama dışardan bakılınca hamile olduğunuz anlaşılamayabilir. “bir ebeveyn” olma konusunda duygusal gelgitleriniz olabilir. Kimi zaman korkabilirsiniz kimi zamanda mutlu olursunuz. Hiç merak etmeyin ilerleyen haftalarda ona öyle bağlanacaksınız ki, bu korkuların yerini koca bir mutluluk alacak. Bir çok anne adayı, ruh halinin 6. ve 10 haftalarda alevlendiğini ve 14-27 hafta arası biraz yatıştığını doğumun yaklaşmasına yakın bu çalkantıların yeniden ortaya çıktığı görülüyor. Eğer iş yeri ile ilgili sıkıntılarınız varsa nasıl ve ne zaman söylemeniz gerektiği konusunda da endişeleniyor olabilirsiniz. Bunun için acele etmeyin bence düşük tehlikesi tam olarak ortadan kalktıktan sonra söylemeniz daha uygun olacaktır. Tabi sıkça doktora gitmenize neden olan komplikasyonlar yaşıyorsanız ona göre erkende söyleyebilirsiniz. Bu tamamen size ve hamilelik sürecinize bağlı bir durumdur.

Bebeğiniz şuanda 2cm oldu bile göz kapakları şekilleniyor ve kulakları geliyor. Diş kökleri şekillenmeye devam ediyor. Siz hareketlerini hissetmeseniz de aktif olmaya başladı kollarını bacaklarını hareket ettirebiliyor, kafasını çevirebiliyor ve ağzını açıp kapatıyor. Bu dönemde D vitamini takviyesini doktorunuz verebilir, sağlıklı bir hamilelik ve bebeğinizin kemik gelişimi için için D vitamini çok önemlidir. Doğrudan güneş ışığı alarak doktorunuz gerekli görürse D vitamini içeren ilaçlar verebilir.
Buda Çınar'ın 9w3d(9 Haftalık 3 günlük Resmi)
 
Gebe veya emziren kadın işçinin günlük çalışma süresi ne kadar olmalıdır?

16.08.2013 tarih 28737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gebe Veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’ in  9.Maddesinde  Gebe veya emziren çalışan günde yedi buçuk saatten fazla çalıştırılamayacağı belirtilmiştir. Bunun anlamı şu oluyor; günlük çalışma saatiniz 9 saat kabul edildiğinde ya sabah bir buçuk saat geç gelebilirsiniz ya da akşam bir buçuk saat erken çıkabilirsiniz. Hamilelik süresince kadın işçiye periyodik kontroller için ücretli izin verilir.
İşveren gebe veya emziren kadın işçiyi gece çalıştırabilir mi?

16.08.2013 tarih 28737 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına Dair Yönetmelik’ in 8.Maddesinde ise Kadın çalışanlar, gebe olduklarının sağlık raporuyla tespitinden itibaren doğuma kadar geçen sürede gece çalışmaya zorlanamayacakları ve yeni doğum yapmış çalışanın doğumu izleyen bir yıl boyunca gece çalıştırılması yasak olduğu, bu sürenin sonunda sağlık ve güvenlik açısından sakıncalı olduğunun sağlık raporu ile belirlendiği dönem boyunca gece çalıştırılamayacağı yer almaktadır.
Emziren kadın işçiler, doğum tarihinden başlamak üzere altı ay süre ile gece postalarında çalıştırılamazlar. Emziren kadın işçilerde bu süre, ana ve çocuğun sağlığı açısından gerekli olduğunun işyeri hekimi, işyeri ortak sağlık birimi, işçi sağlığı dispanserleri, bunların bulunmadığı yerlerde sırasıyla en yakın Sosyal Sigortalar Kurumu, sağlık ocağı, hükümet veya belediye doktoru raporuyla belgelenmesi halinde, bir yıla kadar uzatılır.

Uzman Psk. Danışmanı Beril Papuççuer’in gebelikte depresyon ile ilgili güzel yazısını sizinle paylaşmak istiyorum. Zaman zaman hepimiz duygu değişkliğinden, stresten belkide aile ve iş yaşantımızdan kaynaklı sorunlar yaşayabiliriz. Bununla ilgili aşağıdaki yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Gebelikte depresyon nedenleri ? (Uzm.Psk.Dan. Beril Papuççuer )

Gebelik sırasında depresyon,

Daha çok, önceden depresyon geçirmiş olan kadınlarda görülür.

Ay başı öncesi gerginliği rahatsızlığının fazla olması,

Toplumsal dayanaklarının az olması,

Gebelik yaşayan kadının yaşının küçük olması,

Tek başına yaşıyor olması,

Evlilik çatışmalarının olması,

Eşiyle çift ilişkilerinin iyi bir seyirde olmaması,

Gebeliğe ilişkin duygularının karışık olması,

Gebeliğe hazır olmadan hamile kalmış olması gibi nedenler sayılabilir.


Gebelikte depresyon belirtileri

Gebelikteki depresif belirtiler genel depresyon belirtilerinden farklı olmamakla birlikte; hamile depresif hastalarda diğer depresif hastalara göre bulantı, mide ağrısı, sık soluk alıp verme, baş ağrısı gibi somatik şikayetler anlamlı derecede fazla görülmektedir.

Değişik kültürlerde gebelik döneminde depresyon yaygınlığını araştıran çalışmalarda depresif belirti görülme sıklığı Macaristan’da %17.9, Amerika’da %20, Kanada’da %25,  Finlandiya’da %30  olarak bulunmuştur. Türkiye’de bu konuda sınırlı sayıda çalışma mevcut olmakla birlikte, %27.3 ile % 36.3 arası yapılan farklı çalışmalarla ortaya çıkan oranlardır.

Gebelik sırasında ortaya çıkan depresyonun tedavi edilmesi kararı verilirken tedavinin yarar ve zararları göz önünde bulundurulur. Tedavi edilmezse annenin ve bebeğin beslenmesi bozulabilir, anne doğum öncesi bakımına gerekli özeni göstermeyebilir, bebeğin kilosu düşük doğum olabilir ya da erken doğum riski artabilir. Tedavi edilmeyen depresyon süreğen ya da daha ağır bir depresyona dönüşebilir. Araştırmalara göre gebeliğinin başında antidepresan ilaçlarını kesen depresyondaki kadınların yaklaşık yarısında gebeliğin son 3 ayında hastalığın yinelendiği görülmüştür.

Gebelikte depresyonun etkileri

Gebelikteki depresyon zamansız doğum,

 Gebelik zehirlenmesi,

Zor doğum

Doğumda daha fazla cerrahi müdahaleye gereksinim duyma

Gebelik haftasına göre küçük fetüs,

Düşük doğum ağırlıklı ve düşük sağlıklı olma skorlu yenidoğan gibi olumsuz gebelik ve obstetrik (doğum ve doğumla ilgili olan ) komplikasyonlar gibi tablolara yol açabilmektedir. Ayrıca gebelik depresyonu intihar girişimini, pospartum depresyon ( doğum sonrası depresyon ) riskini arttırma potansiyeli nedeniyle de çok önem taşımaktadır.

Gebelikte depresyonun bebeğe zararı var mı ?

Gebeliğin erken dönemlerinde görülen depresyon, hem gebeyi hem de fetusu uzun dönemde de olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle gebelik depresyonunun erken tanınıp, tedavi edilmesi anneye ve fetuse ait oluşabilecek riskleri azaltacaktır. Görevli sağlık personelinin gebelikte depresyona eğilimli olabilecek riskli grupları erken dönemde belirlemesi, depresyonun önlenmesi ve tedavisini kolaylaştıracaktır.

Gebelik depresyonunun erken dönemde tanınmasında başta ebe, hekim ve hemşire olmak üzere sağlık profesyonellerine çok büyük sorumluluk düşmektedir. Ülkemizde de diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gebelik depresyonuna yönelik sağlık profesyonellerince tarama programları başlatılmalı, yaygınlaştırılmalı, depresyon riski olan gebeler ( geçmişinde depresyon öyküsünün bulunması, kronik hastalığın olması gibi ) erken dönemde belirlenmelidir. Ortaya çıkarılamamış veya tedavi edilememiş depresyon hem gebe hem de bebek için risk oluştur. Ebe ve hekimin, depresyon tedavisini, ilaçla alan gebeleri postpartum dönemi dahil daha sık aralıklarla izlemesi gerekmektedir.

Gebelikte depresyonunu önlemede atılacak ilk adım riskli grubun belirlenmesidir. Bu risk grubunun erken dönemde (mümkünse hamilelik öncesinde) belirlenmesi ve erken tedavisi anne ve bebek üzerindeki olası riskleri de azaltacaktır.

Gebelikte depresyon tedavisindeki çalışmaların ışığında gebelikte seçici serotonin gerialım ketleyicilerinin hem anne, hem de bebek için görece güvenilir olduğunu göstermiştir. Elektrokonvülsif terapi de güvenilir diğer tedavi seçeneğidir. Bunların hepsinin hekim tarafından riskli olduğu ya da tercih edilmediği durumlarda ilaçsız terapi ile tedavi en uygun seçenek olacaktır. (www. berilozturk.net)

Hamilelikte kaçınılması gereken besinler

·         İşlem görmüş et ürünleri – salam, sosis vs.

·         Çiğ etler - tavuk, kırmızı et vs.

·         Dondurulmuş et ürünleri

·         Çiğ deniz ürünleri - yemeğe hazır paketli karides vs.

·         Suşi - hazır suşi tüketmeyiniz, ev yapımı suşide çiğ et kullanmayınız ve hemen tüketiniz.

·         Pastörize edilmemiş süt ürünleri - yumuşak/yarı yumuşak peynirler, beyaz peynir, küflü peynir

·         Yumuşak dondurma veya kızartılmış dondurma

·         Az pişirilmiş veya çiğ yumurta - mayonez (ev yapımı), çikolatalı mousse

·         Hazır salata - meyve salatası veya salata barından salata

·         Özel fasulye filizleri - alfafa filizleri, brokoli filizleri, soğan filizleri, ay çiçeği filizleri, soya filizleri, turp filizleri

·         Soğumuş veya saklanmış barbekü ürünleri

·         Pasta/kek için alınmış hazır krema ve sos

·         Hazır yemekler ve tekrar ısıtılmış yemekler

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siz de Karküreyici Ebeveynlerden misiniz???

        Avustralyalı tanınmış çocuk psikoloğu Dr. Michael Carr-Gregg’e göre helikopter ebeveynliğin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorluğu ortadan kaldıran “kar küreyici” ebeveyn nesline geçtiğimizi söylemekle kalmayıp, bu konuda bizleri uyarıyor. Dr. Michael Carr-Gregg, X Kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldiklerini söylüyor. Geçmişin sert, otoriter ve kuralcı ana-babaları nasıl oldu da yumuşacık oldular bilinmez ama b u kuşağın ebeveynleri çocuklarının önlerine çıkan engelleri ortadan kaldırarak, onların hayatını mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne kadar doğru düşünmek gerekli.!!! Ben ve benim gibi çalışan anne babalar yoğun iş yaşamları nedeniyle çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamanın sıkıntısı içinde. Bu sebeple beynimize psiko

Mutlu olan çocuk Başarılı olacak çocuk görüşündeyim.

  Çocuklarımızı ağlatmasak ne güzel olur değil mi?   Oğlumu bugüne kadar ödül / ceza yöntemiyle ya da korkutarak büyütmedim… Uzmanlarda bu konuda çelişiyor. Bazı uzmanlara göre çocuğun hatasını anlaması için ceza verilmeli, bazılarına göre ödül ve ceza sisteminin hiç işe yaramadığı aksine çocukların olumsuz davranışlarını bireye daha çok yerleştireceğini söylüyorlar. Ben çocuk gelişimi uzmanı değilim sadece farklı görüşleri olan uzmanların kitaplarını okuyorum ve kendime göre doğru olan davranış biçimini belirlemeye çalışıyorum. Benim tek bir amacım var Çınar’ın herşeyden önce hatta benden öte bile mutlu olması. Zaten tüm anneler böyle değil midir? Tabi ki bende zaman zaman sinirleniyorum, kızıyorum oğluma, ama nihayetinde kızdığım için özür dileyebiliyorum. Sonuçta ne olursa olsun Çınar da bir birey ve annesinin de kendisi gibi hata yapabileceğini biliyor.

Bazen sorgulamak için düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak…

Bazen yaşamın anlamını sorguluyoruz ya, bence hiç cevap alamıyoruz. Tabi alamıyoruz diye sorgulamaktan vazgeçelim demiyorum ama ya deliler haklıysa… biz boş bir dünyanın hunisinin içinden geçiyorsak, ya zaman kavramı yoksa boşuna saatlere bakıp akşam olmasını bekliyorsak. Yada dünya yuvarlak değilde huni gibiyse; evrenden aşağı düştüğümüzü hissediyorsak. Aslında deli diye adlandırdığımız insanlara benim saygım sonsuz. Bizim olmadığımız bir boyutta kendi hayallerinde yaşıyorlar. Sadece şartlar onlara uygun değil. Bizim dünyamız onların dünyasından çok daha kirli, dağınık ve çekilmez. Sonuçta hepimiz nefes alıyoruz, dünya yuvarlakmış kareymiş kime ne? Yada biz göremedikten sonra uzaylılar var olsa olmasa kim gerçekliğine inanırki.? Bazen sorgulamak içinde düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sıradan bir sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak. İçimize de atamıyoruz artık orası da doldu, e tabi trafik sadece yolda değil, beynim