Ana içeriğe atla

Annelik Serüveni 1. Hafta


Hamileliğiniz başlangıcı S.A.T’dir. (son adet tarihi) Yumurtanın ne zaman parçalandığı ve ne zaman döllendiği kesin olarak belli olmadığından uzmanlar hamileliğin başlangıcı olarak S.A.T olarak alırlar. Haftanın başında (14. günü civarında) yumurtladığınızı kabul edersek yumurtalarınızdan biri folikülünden çıktı ve ilerleyerek fallop tüpüne ulaştı. Bundan sonraki 12-24 saat süresince 250 milyon spermden biri rahminize girerek fallop tüpüne ulaşıp yumurtaya girmeyi deneyecek.. Başarabilirse bence bu gerçekten bir mucize, bir yumurta döllenecek hayatta kalabilen 400 sperm tek bir yumurtanın zarını delmek için var gücüyle çalışarak onlardan sadece şanşlı olan biri dölleyecek. Sonraki 30 saat boyunca sperm ile yumurtanın hücre çekirdekleri genetik malzemeyi karışmak için birleşecek. Eğer 400 tane spermden Y kromozonu taşıyan kazanırsa erkek bebek, X kromozonu kazanırsa bir kız çocuğunuz olacak. Baştan ağlar örüldü ve cinsiyeti biz öğrenmek için çok beklesek bile belirlenmiş oldu… Yumurta kanalından rahime giden 3- 4 günlük yolculuk artık başladı, döllenmiş yumurta 16 özdeş hücreye bölünerek rahime vardıktan 1-2 gün sonra oluşan katmana rahatça yerleşerek bu serüveni hep beraber izlemeye başlamamıza izin verecek. Yerine tam yerleşene kadar kasıklarda ağrı yapabilir, bende öyle olmuştu. Bu haftada sizin bilmediğiniz bir hafta olacak çünkü anne olduğumuzu öğrendiğimiz anda bu aşamayı zaten geçmiş olacaksınız İşler sizin dışınızda başlamış haberiniz bile yok.

Sağlıklı besleme alışkınlığınız yoksa bu haftadan sonra artık edinmeye başlamanız gerekir. Özellikle hamilelik döneminde diş probleminiz olmasa bile diş hekimine görünmenizi tavsiye ederim. Çünkü hamileliklerden sonra en büyük problem dişlerde yaşanan problemler. Aslında problem hamilelikten kaynaklanmıyor, hamilelik süresinde yediklerinizden kaynaklanıyor. Buda bebeğinizin gelişimini doğrudan etkilediği için dişlerinizin sağlığı önemlidir. Eğer Hamileliğiniz süresince A, C, ve D vitaminlerini, kalsiyumu, fosforu yeterli miktarda almamış olursanız dişleriniz bu süreçte bu vitaminler eksikliği sebebiyle etkilenecektir. Eğer bebeğiniz yeterli miktarda kalsiyum almazsa sizin vücudunuzdan, kemiklerdeki kalsiyumdan beslenecektir. Bu sebeple süt ve süt ürünleri tüketimini ilk haftadan itibaren düzene koymanızı öneririm. Ben sütü sevmesem de her sabah ve her akşam bir bardak içerdim. Peynir yiyemediğimde öğlende bol yoğurt ve ayran tüketmeye gayret gösterdim..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siz de Karküreyici Ebeveynlerden misiniz???

        Avustralyalı tanınmış çocuk psikoloğu Dr. Michael Carr-Gregg’e göre helikopter ebeveynliğin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorluğu ortadan kaldıran “kar küreyici” ebeveyn nesline geçtiğimizi söylemekle kalmayıp, bu konuda bizleri uyarıyor. Dr. Michael Carr-Gregg, X Kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldiklerini söylüyor. Geçmişin sert, otoriter ve kuralcı ana-babaları nasıl oldu da yumuşacık oldular bilinmez ama b u kuşağın ebeveynleri çocuklarının önlerine çıkan engelleri ortadan kaldırarak, onların hayatını mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne kadar doğru düşünmek gerekli.!!! Ben ve benim gibi çalışan anne babalar yoğun iş yaşamları nedeniyle çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamanın sıkıntısı içinde. Bu sebeple beynimize psiko

Mutlu olan çocuk Başarılı olacak çocuk görüşündeyim.

  Çocuklarımızı ağlatmasak ne güzel olur değil mi?   Oğlumu bugüne kadar ödül / ceza yöntemiyle ya da korkutarak büyütmedim… Uzmanlarda bu konuda çelişiyor. Bazı uzmanlara göre çocuğun hatasını anlaması için ceza verilmeli, bazılarına göre ödül ve ceza sisteminin hiç işe yaramadığı aksine çocukların olumsuz davranışlarını bireye daha çok yerleştireceğini söylüyorlar. Ben çocuk gelişimi uzmanı değilim sadece farklı görüşleri olan uzmanların kitaplarını okuyorum ve kendime göre doğru olan davranış biçimini belirlemeye çalışıyorum. Benim tek bir amacım var Çınar’ın herşeyden önce hatta benden öte bile mutlu olması. Zaten tüm anneler böyle değil midir? Tabi ki bende zaman zaman sinirleniyorum, kızıyorum oğluma, ama nihayetinde kızdığım için özür dileyebiliyorum. Sonuçta ne olursa olsun Çınar da bir birey ve annesinin de kendisi gibi hata yapabileceğini biliyor.

Bazen sorgulamak için düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak…

Bazen yaşamın anlamını sorguluyoruz ya, bence hiç cevap alamıyoruz. Tabi alamıyoruz diye sorgulamaktan vazgeçelim demiyorum ama ya deliler haklıysa… biz boş bir dünyanın hunisinin içinden geçiyorsak, ya zaman kavramı yoksa boşuna saatlere bakıp akşam olmasını bekliyorsak. Yada dünya yuvarlak değilde huni gibiyse; evrenden aşağı düştüğümüzü hissediyorsak. Aslında deli diye adlandırdığımız insanlara benim saygım sonsuz. Bizim olmadığımız bir boyutta kendi hayallerinde yaşıyorlar. Sadece şartlar onlara uygun değil. Bizim dünyamız onların dünyasından çok daha kirli, dağınık ve çekilmez. Sonuçta hepimiz nefes alıyoruz, dünya yuvarlakmış kareymiş kime ne? Yada biz göremedikten sonra uzaylılar var olsa olmasa kim gerçekliğine inanırki.? Bazen sorgulamak içinde düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sıradan bir sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak. İçimize de atamıyoruz artık orası da doldu, e tabi trafik sadece yolda değil, beynim