Ana içeriğe atla

Annelik Serüveni 6. Hafta


Bu haftanın en büyük gelişimi, bebeğinizin öpe öpe bitiremeyeceğiniz gözleri, kulakları o fındık burnu oluşmaya başlamasıdır. Hele bir elinize alın bebeğinizi; balla yoğurulmuş yumuk gözlerinin içine büyüsede bıkmadan bakacaksınız. Fotoğrafta gördüğünüz büyük kafasının siyah küçük noktacıklar halinde görünen gözlerini ve burun deliklerini farkedebilirsiniz. Oluşmaya başlayan kulakları kafasının iki yanında çukur halinde, kolları ve bacakları ise çıkıntı gibidir. Kalp atışları dakikada 100 ile 160 arasındadır ki bu da sizin atışınızın yaklaşık 2 katı kadardır. Artık tüm vücudunda kan akışı başlamıştır. Bağırsakları gelişir ve ciğerleri oluşturacak doku filizleri ortaya çıkmaya başlar. Beyni, kasları ve kemikleri gibi hipofiz bezi de oluşmaya başlar.

Şu anda bebeğinizin boyu çeyrek inç boyunda yani bir mercimek tanesi kadardır. Duygularınızı kontrol edemediğiniz bir dönemdensiniz bir gün çok mutlu bir gün çok üzüntülü olabilirsiniz. Bu yaşadığınız duygular çok normal bunları hormonlarınız yapıyor. Zaten böyle duygular hissetmemeniz garip olurdu sanırım. Artık içinizde taşıdığınız mercimek taneniz büyüyor ve size büyük bir duyguyla bağlanıyor, sizde onun bu çabasına karşılık değişik duygular hissetmeniz çok normal. Bu haftada hamile kadınların dörtte birinde lekelenme ya da kanama görülebilir, böyle bir durumda gecikmeden doktorunuza bilgi verin, çünkü bu durum düşük tehditinden veya dış gebeliktende kaynaklanıyor olabilir.
Peki bebeğiniz ya ikiz veya üçüz olursa ne hissederdiniz? Genelde, her 31 doğumdan yaklaşık 1’i (yüzde 3’ten daha fazla) ikiz doğumdur. Eğer herhangi bir tıbbi bir müdahale olmazsa da ikiz doğurma olasılığınız 89’da 1’dir. Üçüz ya da daha çoklu gebelik şansınız ise 565’de 1’dir. Eş ikiz doğurmak genelde şansa bağlıdır. Eş ikiz ya da tek yumurta ikizi (döllenen yumurtanın ikiye ayrıldığında olur) sahibi olma olasılığınız ise 250’de 1’dir. İhtimaller çok yüksek olmasa bile olma ihtimali var. Eğer siz ikizseniz ya da size yakın akrabalarınız da ikizlik durumu söz konusuysa, bu şansınızı arttırır. Eşinizin aile geçmişi, sizin ikiz sahibi olma ihtimalinizi pek etkilemez. Yaşınız ne kadar fazlaysa doğal yoldan ikiz sahibi olma ihtimaliniz de o kadar fazladır. Yaşça daha büyük kadınlardaki hormonal değişimler, ikizlere olanak tanır. Ne kadar çok hamile kaldıysanız, çoğul gebelik şansınız da o kadar artar. Küçük kadınlardan ziyade, uzun ve daha iri kadınların ikiz sahibi olma ihtimalleri daha yüksektir. İkizlere hamile olduğunuzu nasıl anlarsınız? Hamileliğin 6 ile 8 haftasında ikiz gebelik ultrasonda görünür. Buna hazır mısınız peki? Bir beklerken iki çocuk sahibi olmak nasıl bir duygu olurdu acaba? Doğurganlık tedavileri ikiz olma ihtimalini artıracağı kesin tabiki. Gönlünüzden geçen neyse o olur umarım.

Bebeğinizi öğrendiğinizden itibaren bir günlük tutun ve hafta hafta değişikliklerinizi duygularınızı yazın bu hem size çok iyi gelecektir hem de bebeğinize güzel bir anı olacaktır. Her ay fotoğrafınızı çekerek tuttuğunuz günlüğe de yapıştırıp güzel bir anı bırakmış olurusunuz. Ya da şimdi en popiler olanı instagramda sayfa açıp hafta hafta kendiniz ve bebeğiniz için anılar bırakın. Benim gibi yazmayı çok seviyorsanız blog açıp hikayenizi baştan yazabilirsiniz. Hepsi size ve çocuğunuza güzel anı olarak kalacaktır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaldır ellerini diyorsa hayat arkanı dönsen neye yarar, sırtından vurulmak bence teslim olmaktan daha acı

Bazen sadece teslim olmayı öğrenmek gerekir. Hayata teslim olmayı. Sen bağırsan da duymayan hayata bırakmak lazım kendini. Ne çıkar ki bundan.. Kaldır ellerini diyorsa hayat sana silahı doğrultana arkanı dönsen neye yarar. Sırtından vurulmak bence teslim olmaktan daha acı. Zaten konuşarak ikna edemezken kimseyi hayat mı sana inanacak. Bence bağıra bağıra değil susarak delirtmek lazım ikna edemediklerimizi… Dedim ya bazen teslim etmek lazım ruhu bedenin acısını hissetmeden… “Bırakmıyorlar İyi olamıyorum” diyor Dostoyevski doğru söylüyor bence. Dostlar biriktirebiliyorsun sadece bu hayatta en kıymetli. Bende kendime iyi dostlar edindim, sadece insanlardan değil kitaplardan da. Bazen insanların seni anlaması kitapların anlamasından zor oluyor. Ha tam işte bunu anlatmak istiyorum dediğim satırları seviyorum. Hafızamın sildiği anıları hatırlamaktan hoşlanıyorum. Dönüp dönüp kitaplığıma bakıyorum, ne çok satır biriktirmişim geçmişten kalan… Bazen herşeyi unutup sıkı sıkıya sarılma...

Avakadoyu Denediniz mi?

Avakadoyu denediniz mi hiç? Doğal bir o kadar da içeriği yoğun bir meyvedir. Avakadoyu süper yiyecek olarak adlandırılmasının sebebi içerisinde yaklaşık 20 vitamin ve mineral barındırıyor olmasıdır. Tropik iklime sahip bölgelerde özellikle Akdeniz iklimine sahip don olayı olmayan yörelerde yetiştirilen botanik bir meyve olup içinde tek bir tohumu bulunmaktadır. Akdeniz bölgesinde yetiştirilmeye başlanan avakado sadece yetişkinler için değil bebekler içinde tüketimi yaygın meyveler arsında yeralmaktadır. A,B,C,E ve K vitaminlerinin yanısıra potasyum, bakır, demir, magnezyum ve fosfor gibi sağlığımız için çok faydalı vitamin ve mineraller bolca bulunmaktadır.  Yapılan araştırmalarda Avakadonun kansere engel olduğu sonucuna varılmış, kemoterapinin yan etkilerini azatlığı görülmüştür.

Freud'un Kız Kardeşi

Etkileyici bir şekilde başlıyordu kitap. Adolfina Freud’un rüyası beni çok etkiledi.. Kitaptan alıntıyla başlamak istiyorum. “Çok yalnızım” dedi “ yanımda başkaları olsaydı bile yine yalnız olabilirdim” ama o bile yok. “Bak etrafta hiç kimse yok” “herkes burada” dedim Kafasını iki yana salladı “Hayır hiç kimse yok.” “Herkes burada” dedim “sadece onları araman gerek.” “Arıyorum” dedi ama “hiç kimse yok.”   “Ayrıca burası bomboş bak sadece ışık var ama başka hiç bir şey yok. Işık, yalnız ve etrafı boş olduğunda kaçması imkansız en korkunç hapishane gibidir, Çünkü kaçacak hiçbir yer yok. Her taraf ölü ışı ve içinde kimse yok.” “Herkes burada” dedim. “Ama sen kendine çok fazla baktığından diğerlerini göremiyorsun.” “Hayır dedi” Sigmund “Hiç kimse yok. “Belki de bu ölümdür. Sonsuz bir varoluş, bilinçli bir yalnızlık tamamen yalnız olmak. Ölümden sonra basitçe kaybolup yok olmam daha iyi olurdu. Bazen ölümden sonra öyle olduğuna inanıyordum. En korkunç cehennemin hayali bile...