Ana içeriğe atla

Annelik Serüveni 18. Hafta


Annelik dürtüleri öylesine güçlüdür ki, günde iki paket sigara içen kadının anne olacağını öğrendiği anda birden sigarayı bıraktığını sıklıkla gözlemlemişsinizdir. Bilindiği gibi en sık sigara bırakma sebeplerinin başında geçirilmiş kalp krizi gelmektedir. Yani insanlar ölüm korkusundan sigarayı bırakmaktadırlar. İkinci sırada da hamilelik gelmektedir. Annenin Bebeğine zarar verme endişesi, neredeyse ölüm korkusuyla eş bir motivasyon yaratmaktadır. Sizin sigarayı bıraktığınızdan emin olarak bu hafta bebeğinizin neler yaptığını anlatalım.
Şu anda boyu 13–14 cm. uzunluğuna ulaştı. Kolları ve bacaklarını git gide daha rahat esnetebiliyor ve siz de zaten önümüzdeki günlerde hareketlerini bir hayli hissedebileceksiniz. İnce teninden bebeğinizin artık kan damarları da görülebiliyor ve kulakları her ne kadar başından çok azıcık uzak olsa da son yerlerine geldiler. Sinirlerinin etrafı miyelin denilen koruyucu bir örtü ile kaplanmaya başladı ve doğumundan sonra da bir yıl itibariyle bu oluşum devam edecek. Eğer bir kızınız olacaksa, rahmi ve fallopian (kordon) tüpleri şimdiden oluştu ve yerine yerleşmiş durumda. Eğer bir oğlunuz olacaksa da cinsel organı yavaş yavaş belirmeye başladı ama ultrasonda tam seçemiyor olabilirsiniz, çünkü saklıyordur. Bizimkinin cinsiyetinden aşağıdaki resimden artık tamamen öğrenmiş olduk. Bütün tereddütler ortadan kalkmış oldu :)
 
Eşsiz parmak izleri oluşmaya başlıyor ve tutuşu güçleniyor. Kulakları çalışmaya başladı ve dışarıdan gelen yüksek seslere tepki verebiliyor. Bu tepkiler tekme şeklinde olabilir. Fakat bu sizin ilk hamileliğiniz ise, bu yumuşak hisleri fark etmiyor olabilirsiniz. Küçük ciğerlerinde hava torbaları gelişiyor. Bu aşamada hıçkırıkla tanışmış olması mümkün ama siz henüz bunu hissedemiyorsunuz.

Aç mısınız? Bu aralar iştahınızın artması sık görülen bir durumdur. Öğünlerinizde ve atıştırmalarınızda boş kalorili yiyecekler, Cips, patates kızartması, şeker ve benzeri tatlılar  yerine besin değeri yüksek gıdalar tüketmeye gayret edin. İştahınızın artması ve göbeğinizin büyümesi nedeniyle daha geniş ve büyük kıyafetler giymeye de özen gösterin Kalp-damar sisteminiz büyük ölçüde bir değişikliğe uğruyor ve bu dönem (trimester) boyunca kalp basıncınız büyük ihtimalle normalden daha düşük olacak.

Uzanırken ve oturur pozisyondayken ani olarak yerinizden kalkmasanız daha iyi olur, çünkü baş dönmeleri yaşayabilirsiniz. Artık bundan sonra uzanacağınız ve yatacağınız zaman tek bir tarafınıza yana doğru yatmanızda fayda var. Düz olarak sırt üstü uzanırsanız, rahminiz damarlarınıza baskı yapabilir ve bu da kalbinize giden kanın oranının düşmesine neden olur. O yüzden rahatınız için arkanıza, kalçanızın ya da bacaklarınızın altına bir yastık koymayı deneyin. Gün içinde bolca sıvı tüketin.

Ultrasonografi görüntülemeleri sayesinde, belirli doğum kusurlarının tespitine, plasenta ve doğum kordonlarını inceleyerek doğum yapacağınız tarihi ve kaç bebek taşıdığınızın tespitine kadar birçok konuda bilgi sahibi olabilirsiniz. Ayrıca ultrasonda bebeğinizin kendi etrafındaki hareketlerini ve başparmağını emişini de görebilirsiniz. İlk Fotoğraf albümünü  oluşturmaya başlayın! Bu haftanın en önemli şeyi 17-22. haftalarda yapılması önerilen İleri düzey ultrason taraması. Biraz nasıl olduğundan bahsedelim.
Ayrıntılı ultrasonografi veya detaylı ultrasonografi veya ileri düzey (ikinci düzey) ultrasonografi aynı anlamdadır.

3 boyutlu ultrasonografi veya 4 boyutlu ultrasonografi bunlarla aynı anlama gelmez ancak halk arasında çoğunlukla aynı sanılır. Ayrıntılı ultrasonografi sırasında aileye bebeğin yüzü, elleri, ayakları 4 boyutlu olarak gösterilebilir ancak ayrıntılı ultrasonografi esas olarak 2 boyutlu olarak yapılır. Ayrıntılı ultrasonografide önemli olan ultrason cihazının 3 veya 4 boyutlu olması değildir, hatta 3-4 boyutlu olmasa da olur. Ayrıntılı ultrasonografide önemli olan bu konuda deneyimli bir uzmanın (genellikle perinatoloji, kadın doğum uzmanı veya radyoloji uzmanı) değerlendirmesidir.

Normal gebelik takibinde kadın doğum uzmanları tarafından 17-22 haftalar arasında fetal anomali taraması yapılır. Fetal anomali taraması (birinci düzey ultrasonografi) normal, risksiz her gebelikte bebekte bir doğumsal kusur (anomali) varlığını araştırmak amacıyla yapılır. Fetal anomali taramasında bir risk veya şüphe saptandığında ayrıntılı inceleme için hasta detaylı (ikinci düzey) ultrasonografi incelemesine sevk edilir. Burada perinatoloji uzmanı tekrar inceler ve aileye bebeğin durumu hakkında ayrıntılı bilgi verir.
 
Detaylı ultrasonografi 17-23 haftalar arasında uygulanabilir ancak sıklıkla 17.-18. haftalarda uygulanır. İnceleme yaklaşık 20-30 dakika sürer. Bazen bir şüphe varlığında 3-4 hafta sonra tekrar ultrasonografi yapılır ancak bir şüphe veya risk saptanmamışsa normalde gebelikte 1 kere yapılır, tekrar yapılmaz. Beni doktorum 18. Haftada rutin kontrol için perinatoloji uzmanına görünmemi önermişti. Bizde gittik, bize olabilecek herşeyden sorumlu olduğumuza dair belgeler imzalattılar. Belki rutin bir durumdur açıkçası ben çok gerilmiştim. Doktorumuz Profesör olup, alanında çok iyiydi. Nişantaşı’nda muayenehanesine girtiştik 2010 yılında bizim için çok önemli bir ücret olan 350 lira ödediğimi bile hatırlıyorum. Çünkü O tarihten sonra doğum sürecine kadar kafamızı karıştıracak çok şey söylemişti. Doktor olarak onun yapması gereken bir durum ama bebeğinizin diğer bebeklerden farklı olarak doğma ihtimali üzerinden konuşulan konulara ve ihtimaller bir anne için gerçekten zor.
 
Ayrıntılı ultrasonografide bebeğin kafa içerisi, beyin, omurga (belde açıklık), göğüs içerisi, kalp, karın organları, mide, barsak, böbrekler, kollar- bacaklar (el ve ayaklarda içe-dışa dönüklük), parmaklar (eksiklik-fazlalık), yüz, (yarık damak-dudak) vb. her organı ayrıntılı olarak incelenir. Ayrıca bebeğin suyu, plasenta (bebeğin eşi) hepsi kontrol edilir ve rapor halinde size sunulur. Bize de aynı şekilde herşey kontrol edildi ve normal seviyelerde görünüyordu.

Sadece doktorumuz tek bir şeyde takıldı. Ense kalınlığı 6-7 ml arasında bulundu. Normalde bu haftada sınır 5 ml olması gerekiyormuş. Bebeğimin ense kalınlığı artışın bazı sebepleri olabilirmiş. Bu sebepler arasında down sendromu ve turner sendromu başı çektiğini söyledi. Bunun dışında diğer kromozomal anomaliler, noonan sendromu gibi özel sendromlar, kalp anomalileri gibi sorunlar ense kalınlığının artmasına neden olabilirmiş. Tabi bir anne adayı olarak bunu duymak, olma ihtimali bile insanı yeterince üzer, siz düşünün benim halimi. Doktorumuz bunu tek başına herşey normalken bulgu olarak kabul edilemeyeceği; yapmış olduğumuz ikili ve üçlü testlerde bu türden bir olasılığın çok az olması sebebiyle şu anda endişeye kapılacak bir durum olmadığını ifade etmişti. Tabi ben bunları dinlerken neler düşündüğümü sizler daha iyi anlarsınız. Doktorlar risk almamak için iyi anlattıkları şeylerden sonra "ama" diye başlayan cümlelerle bunun doğruluğu  %100 değildir, her zaman risk vardır, isterseniz amniyosentez yapabiliriz demişti.

Kadın Doğum Doktorum "Ense kalınlığı" ölçümünde ve bu konuda çalışmaları olan bir uzmandı. Birde herkes tüp bebek yapın sizin çocuğunuz olmaz derken o beni yüreklendiren ve 6 aylık yumurtlama takibiyle hamile kalmamı sağlayan müthiş bir doktordu.  Bu sebeple ona ve ölçümlerine güvenim sonsuzdu.  Perinatoloji uzmanının doktorumu tanıyor olması ve onun 12. Haftada ikili test için 1,9 ml ölçtüğü ense kalınlığının doğruluğuna çok güvenmesi ve diğer bulguların normal olması nedeniyle perinatoloji uzmanı beni korkutmasına rağmen hemen amniyosentez önermemişti. Bir ay sonra 21. haftada tekrar görüşmek için randevulaşarak, beni bir sürü düşünceyle başa başa bırakmıştı doktorumuz… Şimdi düşünün beni halimi bir ay nasıl geçecek.. Tabi Çınar  herhangi bir sorunla doğmasa da o dönemden doğuma kadar geçirdiğim 20 hafta boyunca kafamdan atamayacağım bir konu oldu. Doğum gerçekleştikten ve beni uyandırdıklarında tahmin edersiniz ki ilk sorum ‘bebeğim nasıl” sorusuydu. Bunu anlatırken aynı duyguları yaşıyorum an ve an..

Peki Ayrıntılı ultrason ile her anomali kesin saptanır mı?

Uzmanlar şöyle diyor; ayrıntılı ultrasonografi en iyi merkezlerde en tecrübeli uzmanlar tarafından yapılsa bile asla bebekteki anomalileri %100 saptayamaz. Ortalama %70 civarında anomaliler saptanabilir. Çünkü bazı anomaliler ultrasonda saptanacak belirtiler vermez, bazı anomaliler ultrason yapıldıktan sonra daha ileri aylarda gelişir. Normalde bütün gebeliklerin yaklaşık %2-3 kadarında anomali (doğumsal kusur) vardır. Tek yumurta ikizlerinde ve akraba evliliklerinde bu oran artar %4-5 olur.

Tekrar belirtmek de fayda var: 3 boyutlu veya 4 boyutlu ultrasonografinin ayrıntılı fetal değerlendirme de bir önemi yoktur. Bunlar sadece bebeğin yüzünü, elini, ayağını aileye göstermek de faydalıdır, organlardaki anomalileri saptamakta avantaj sağlamaz. Ayrıntılı değerlendirmede fetusta gelişim bozukluklarını saptamada normal 2 boyutlu ultrason incelemesi kullanılır. Sadece 3-4 boyutlu ultrason yapılması bebeğinizin ayrıntılı olarak incelendiği anlamına gelmez. Normal gebelik takibi süresince rutin olarak 3-4 boyutlu ultrason incelemesi gerekmez.

Size Kegels egzersizlerinden bahsedeceğim son olarak;
Pelik tabanınızın kaslarını güçlendiren egzersizlere “Kegels” denir. Bu kaslar rahim, mesane, vajina ve rektumunuzu destekleyen kaslardır. Egzersizler, hamilelikte ve sonrasında idrar kaçırmanızı engeller, hatta doğum esnasındaki acıyı hafifletebilir. Rektal bölgenizdeki kan dolaşımını sağladığı için hemoroit oluşumunu önler ve doğumdan sonra dikiş atılması gerekiyorsa yaranın daha çabuk iyileşmesini sağlar.  Kegels egzersizleri nasıl yapılır? Vajinal bölgenizdeki kaslarınızı idrarınızı tutar gibi iyice kasın. Sıkma ve kaldırma tekniği kullanarak pelik tabanınızı çalıştırın. Bu esnada bacaklarınız ve karnınızın gergin olmaması gerekiyor. Nefes almayı unutmayın. Bu duruşta 10 saniye boyunca kaldıktan sonra rahatlayın. Bu egzersizleri 10’luk setler halinde uygulayın ve günde 3-4 set yapmaya çalışın.

 

 

 

 
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kaldır ellerini diyorsa hayat arkanı dönsen neye yarar, sırtından vurulmak bence teslim olmaktan daha acı

Bazen sadece teslim olmayı öğrenmek gerekir. Hayata teslim olmayı. Sen bağırsan da duymayan hayata bırakmak lazım kendini. Ne çıkar ki bundan.. Kaldır ellerini diyorsa hayat sana silahı doğrultana arkanı dönsen neye yarar. Sırtından vurulmak bence teslim olmaktan daha acı. Zaten konuşarak ikna edemezken kimseyi hayat mı sana inanacak. Bence bağıra bağıra değil susarak delirtmek lazım ikna edemediklerimizi… Dedim ya bazen teslim etmek lazım ruhu bedenin acısını hissetmeden… “Bırakmıyorlar İyi olamıyorum” diyor Dostoyevski doğru söylüyor bence. Dostlar biriktirebiliyorsun sadece bu hayatta en kıymetli. Bende kendime iyi dostlar edindim, sadece insanlardan değil kitaplardan da. Bazen insanların seni anlaması kitapların anlamasından zor oluyor. Ha tam işte bunu anlatmak istiyorum dediğim satırları seviyorum. Hafızamın sildiği anıları hatırlamaktan hoşlanıyorum. Dönüp dönüp kitaplığıma bakıyorum, ne çok satır biriktirmişim geçmişten kalan… Bazen herşeyi unutup sıkı sıkıya sarılma...

Avakadoyu Denediniz mi?

Avakadoyu denediniz mi hiç? Doğal bir o kadar da içeriği yoğun bir meyvedir. Avakadoyu süper yiyecek olarak adlandırılmasının sebebi içerisinde yaklaşık 20 vitamin ve mineral barındırıyor olmasıdır. Tropik iklime sahip bölgelerde özellikle Akdeniz iklimine sahip don olayı olmayan yörelerde yetiştirilen botanik bir meyve olup içinde tek bir tohumu bulunmaktadır. Akdeniz bölgesinde yetiştirilmeye başlanan avakado sadece yetişkinler için değil bebekler içinde tüketimi yaygın meyveler arsında yeralmaktadır. A,B,C,E ve K vitaminlerinin yanısıra potasyum, bakır, demir, magnezyum ve fosfor gibi sağlığımız için çok faydalı vitamin ve mineraller bolca bulunmaktadır.  Yapılan araştırmalarda Avakadonun kansere engel olduğu sonucuna varılmış, kemoterapinin yan etkilerini azatlığı görülmüştür.

Freud'un Kız Kardeşi

Etkileyici bir şekilde başlıyordu kitap. Adolfina Freud’un rüyası beni çok etkiledi.. Kitaptan alıntıyla başlamak istiyorum. “Çok yalnızım” dedi “ yanımda başkaları olsaydı bile yine yalnız olabilirdim” ama o bile yok. “Bak etrafta hiç kimse yok” “herkes burada” dedim Kafasını iki yana salladı “Hayır hiç kimse yok.” “Herkes burada” dedim “sadece onları araman gerek.” “Arıyorum” dedi ama “hiç kimse yok.”   “Ayrıca burası bomboş bak sadece ışık var ama başka hiç bir şey yok. Işık, yalnız ve etrafı boş olduğunda kaçması imkansız en korkunç hapishane gibidir, Çünkü kaçacak hiçbir yer yok. Her taraf ölü ışı ve içinde kimse yok.” “Herkes burada” dedim. “Ama sen kendine çok fazla baktığından diğerlerini göremiyorsun.” “Hayır dedi” Sigmund “Hiç kimse yok. “Belki de bu ölümdür. Sonsuz bir varoluş, bilinçli bir yalnızlık tamamen yalnız olmak. Ölümden sonra basitçe kaybolup yok olmam daha iyi olurdu. Bazen ölümden sonra öyle olduğuna inanıyordum. En korkunç cehennemin hayali bile...