Ana içeriğe atla

Annelik Serüveni 5. Hafta


Bebeğiniz artık bir susam tanesi kadar. Rahminizdeki embriyo, büyük bir süratle büyüyor. Bu zamanda insandan çok minicik bir kurbağa yavrusuna benzer.  Şu an vücudu üç tabakadan oluşuyor – ektoderm (iç deri), mezoderm (orta deri), endoderm (dış deri)’dir. Bunlar daha sonraları bebeğinizin organ ve dokularını oluşturacaktır. Bebeğinizin beyni, omuriliği sinirleri ve omurgası iç deri adı verilen üst katmanda gelişmeye başladı. Bu katman ayrıca deri, saç, tırnak, meme, ter bezleri ve diş minesinin oluşumunu sağlar. Orta katman olan orta deri kalp ve dolaşım sisteminde şekillenir. Ayrıca kas, kıkırdak, kemik ve deri altı dokuların şekillenmesini sağlar. Üçüncü katman olan dış deri akciğerleri, bağırsakları, boşaltım sistemini, troidleri, böbrekleri ve pankreası oluşmaya başlayacaktır. Artık bebeğinize besin ve oksijen sağlayan ilkel plasenta ve göbek bağı göreve başladı
Aynı anda bebeğinizin gelişiminde bunlar olurken plasentada yeni yeni değişimler oluşmaktadır. Artık bundan sonra mide bulantılarınız ve hamileliğe has belirtileriniz başlamış olabilir, keyfini çıkarın J Daha ilk haftalardan itibaren içinizde oluşan çarpıcı oluşumdan haberdar olmamış olabilirsiniz ama bundan sonra bebeğiniz kendisini hissettirmeye başlayacak ve kendi mucizesine sizi ortak edecek. Alkol zaten almadığınızı düşünerek sigara içiyorsanız onu da önceki haftalarda konuştuğumuz gibi bıraktığınızı varsayarak önümüzdeki keyifli haftaların tadını çıkarmaya başlayalım.. Yürüyüş ve yüzme gibi egzersizlerden başlayabilirsiniz. İlerleyen haftalarda hamile yogasından da size bahsedeceğim. Hamileliğinizin bu dönemleri çok kritik olması sebebiyle hem bebeğinizin hem de sizin sağılığınızı korumak için herşeye dikkat etmeniz gerekecek. Doğum öncesi dönem bakımlarınızı iyi yapmalı ve randevularınızı atlamamalısınız. Doktor ve hastane seçiminiz bu konuda çok önemli olacaktır. İlk ziyaretiniz herhangi bir hastalığınız ve tehlikeli bir durum yoksa 6-8. Hafta civarı olacaktır.

Eğer düzenli olarak kimyasallara, ağır metallere, radyasyona maruz kalıyorsanız, en kısa zamanda yaşamınızda değişiklikler yapmaya başlamalısınız. Bazı temizlik maddelerinin, böcek ilaçlarının, çözücülerin ve sağlıksız suları içmenizin de tehlikeli olduğunu asla unutmayın.

Doktor ve hastane seçimi neye göre yapılmalı?

Doğum yeri ve doktor konusunda da tecrübeli kişilere danışarak tavsiye alabilirisiniz. Ancak karar vermeden önce mutlaka sizin gidip tanışmanız ve seçenekleri değerlendirmeniz gerekir. Başkasının memnun olduğu hastaneden veya doktordan siz memnun olmayabilirsiniz.
Bütçenize göre hareket edin, Özel sağlık sigortanız ya da SGK güvenceniz var mı? Seçeceğiniz hastanede hangi sosyal güvenlik kurumu ile anlaşmalı?  9 ay boyunca her türlü tahlil doktor muayenesi ve doğum hepsini kendi bütçemize göre baştan ayarlamamız sonradan ekstra şeylerle karşılaşmamıza engel olmuş olacak.

Doktorunuza karar verirken; öncelikle referanslarına bakıp, internetten araştırma yapabilirsiniz. Hangi okuldan mezun olmuş, kaç yıldır doktorluk yapıyor, hangi hastanede çalışıyor gibi araştırmalarla ilk görüşmenizden sonra içiniz de ısınırsa devam edebilirsiniz. Öncelikle doktorunuzun sezaryen mı yoksa normal doğum yanlısı olup olmadığını nasıl anlarsınız bilemiyorum. Çünkü ben bu konuda biraz doktorumun yönlendirmesi ile sezaryeni seçmek zorunda kalmıştım. Bunu da internetteki forum sitelerinden doktorunuza giden diğer hastalarının düşüncelerini okursanız bu tip yorumlardan bir sonuca varabilirsiniz.

Doktorunuzla sürekli iletişim halinde olmanız da çok önemli. O yüzden cep telefonunu mutlaka alın ve ulaşılabilir olduğundan emin olun. Bazı büyük hastanelerde çalışan iyi doktorlara anında ulaşmak çok zor alıyor. Benim size önerim çok yoğun hastası olmayan mesleki kariyeri ve referansları iyi olan bir doktor tercih etmeniz. Çünkü bir kere aynı doktora gitmeniz her konuda önem arzedecektir. Maalesef ben tedavi olduğum doktoruma 6 ay kadar devam edip, tam teşekküllü bilinen bir hastaneye geçmek zorunda kalmıştım. Doktorum çok iyi olmasına rağmen hem evime uzaktı hem de kendi muayenesinde çalıştığı için doğumu hangi hastanede yapacağım konusu biraz karışıktı. Bende doktoruma bu tedirginliğimi anlatarak evime yakın iyi bir hastane tercih ettim. Yeni doktoruma baştan beri tüm tahlillerimle giderek kaldığımız yerden devam etmiştik. Bu sebeple size tavsiyem bu durumları göz önünde bulundurarak hastane ve doktor tercih etmeniz.
Hastaneyi Seçerken en önemli kriteriniz, Yeni Doğan ve Yetişkin Yoğun Bakım Ünitesi Var mı?  Eğer bunlardan biri yoksa o hastanenin büyük, temiz olmasının hiçbir anlamı yoktur. Doğum esnasında oluşabilecek her türlü komplikasyona müdahale edebilecek donanımda bir hastane seçmenizi öneririm. Acil bir durumda evinize yakınlığı, doğum fotoğrafçısına izin verilip verilmediği gibi durumları da önceden sorabilirsiniz.

Hamilelikte sigara kullanımı:

Sigara içmek hamileliğiniz için şüphesiz ki kötü birşeydir. Bir çok yan etkisi vardır;  düşük, düşük doğum kilosu, kanama ve bebeğin doğum öncesinde ve sonrasında ölümü gibi. Bunları duyduğunuzda eminim ki ona zarar vermemek için sigarayı bırakacaksınız ama kötü senaryoları da bilmeniz için anlatmaya devam edeceğim.

Siz sigara içtiğiniz zaman; nikotin, karbon monoksit ve siyanür içmiş olursunuz Bu, gelişmekte olan bebeğe oksijen ulaşımım azaltır. Ne kadar çok sigara içerseniz, bebeğinizde o kadar az oksijen ulaşır. Plasentada oksijen alımında direkt olarak azalma görülür. Buna isti­naden, plasenta ayrılması ve plasenta prevya da, sigara içenlerde yaygın olarak görülür. Bu iki problem de fetus kaybına neden olabilir.
Fetusun kronik oksijen açlığından doğan direkt sonuçlardan biri de düşük doğum kilolu bebeklerin doğmasıdır. Ayrıca doğumda, doğum ve hastalık riskini de arttırır. Küçük bir fetus, doğum zorluğuyla zor başa çıkar ve bu acil sezaryen doğum riskini arttırır.
Doğum öncesinde veya doğumda yaşanan bebek ölümleri, sigara içen annelerde, içmeyenlere göre iki katı fazladır. Bu bebekler sigaranın direkt etkisi olabilecek hamilelikte şiddetli kanama, zarın erken yırtılması, erken doğum gibi nedenlerden kaybedilebilir.
Bazen sigara kullanmayan anne adaylarında da düşük görünür. Kendi kendine olan düşükler, sigara içenlerde oran olarak %25 daha fazla görülür. Bir de ileri yaşta annenin sigara içmesiyle kromozomlar­la ilgili anomaliler olabileceği düşünülmektedir.
Hamilelikte ve doğum sonrasında emzirirken sigara içenlerin çocukları, fiziksel ve zihinsel olarak daha az gelişim gösterirler. Ayrıca düşük kilolu ve daha kısa boylu oldukları da gözlemlenir. Çocuklarınızda astım ve duyma kaybı riski de içmeyen annelere göre daha fazladır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siz de Karküreyici Ebeveynlerden misiniz???

        Avustralyalı tanınmış çocuk psikoloğu Dr. Michael Carr-Gregg’e göre helikopter ebeveynliğin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorluğu ortadan kaldıran “kar küreyici” ebeveyn nesline geçtiğimizi söylemekle kalmayıp, bu konuda bizleri uyarıyor. Dr. Michael Carr-Gregg, X Kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldiklerini söylüyor. Geçmişin sert, otoriter ve kuralcı ana-babaları nasıl oldu da yumuşacık oldular bilinmez ama b u kuşağın ebeveynleri çocuklarının önlerine çıkan engelleri ortadan kaldırarak, onların hayatını mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne kadar doğru düşünmek gerekli.!!! Ben ve benim gibi çalışan anne babalar yoğun iş yaşamları nedeniyle çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamanın sıkıntısı içinde. Bu sebeple beynimize psiko

Mutlu olan çocuk Başarılı olacak çocuk görüşündeyim.

  Çocuklarımızı ağlatmasak ne güzel olur değil mi?   Oğlumu bugüne kadar ödül / ceza yöntemiyle ya da korkutarak büyütmedim… Uzmanlarda bu konuda çelişiyor. Bazı uzmanlara göre çocuğun hatasını anlaması için ceza verilmeli, bazılarına göre ödül ve ceza sisteminin hiç işe yaramadığı aksine çocukların olumsuz davranışlarını bireye daha çok yerleştireceğini söylüyorlar. Ben çocuk gelişimi uzmanı değilim sadece farklı görüşleri olan uzmanların kitaplarını okuyorum ve kendime göre doğru olan davranış biçimini belirlemeye çalışıyorum. Benim tek bir amacım var Çınar’ın herşeyden önce hatta benden öte bile mutlu olması. Zaten tüm anneler böyle değil midir? Tabi ki bende zaman zaman sinirleniyorum, kızıyorum oğluma, ama nihayetinde kızdığım için özür dileyebiliyorum. Sonuçta ne olursa olsun Çınar da bir birey ve annesinin de kendisi gibi hata yapabileceğini biliyor.

Bazen sorgulamak için düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak…

Bazen yaşamın anlamını sorguluyoruz ya, bence hiç cevap alamıyoruz. Tabi alamıyoruz diye sorgulamaktan vazgeçelim demiyorum ama ya deliler haklıysa… biz boş bir dünyanın hunisinin içinden geçiyorsak, ya zaman kavramı yoksa boşuna saatlere bakıp akşam olmasını bekliyorsak. Yada dünya yuvarlak değilde huni gibiyse; evrenden aşağı düştüğümüzü hissediyorsak. Aslında deli diye adlandırdığımız insanlara benim saygım sonsuz. Bizim olmadığımız bir boyutta kendi hayallerinde yaşıyorlar. Sadece şartlar onlara uygun değil. Bizim dünyamız onların dünyasından çok daha kirli, dağınık ve çekilmez. Sonuçta hepimiz nefes alıyoruz, dünya yuvarlakmış kareymiş kime ne? Yada biz göremedikten sonra uzaylılar var olsa olmasa kim gerçekliğine inanırki.? Bazen sorgulamak içinde düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sıradan bir sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak. İçimize de atamıyoruz artık orası da doldu, e tabi trafik sadece yolda değil, beynim