Ana içeriğe atla

Bazen sorgulamak için düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak…

Bazen yaşamın anlamını sorguluyoruz ya, bence hiç cevap alamıyoruz. Tabi alamıyoruz diye sorgulamaktan vazgeçelim demiyorum ama ya deliler haklıysa… biz boş bir dünyanın hunisinin içinden geçiyorsak, ya zaman kavramı yoksa boşuna saatlere bakıp akşam olmasını bekliyorsak. Yada dünya yuvarlak değilde huni gibiyse; evrenden aşağı düştüğümüzü hissediyorsak. Aslında deli diye adlandırdığımız insanlara benim saygım sonsuz. Bizim olmadığımız bir boyutta kendi hayallerinde yaşıyorlar. Sadece şartlar onlara uygun değil. Bizim dünyamız onların dünyasından çok daha kirli, dağınık ve çekilmez. Sonuçta hepimiz nefes alıyoruz, dünya yuvarlakmış kareymiş kime ne? Yada biz göremedikten sonra uzaylılar var olsa olmasa kim gerçekliğine inanırki.?
Bazen sorgulamak içinde düşmek lazım düşlerden hayatın içine; gel- git yaşamak lazım, ama biz her gün sıradan bir sabahtan diğerine git- gel yapabiliyoruz ancak.
İçimize de atamıyoruz artık orası da doldu, e tabi trafik sadece yolda değil, beynimizin içinde. Düşünecek şeylerin de sırası var elbet kırmızı ışıkta bir düşünce durmadı mı geriden gelenlerle çarpışıyor. Sonra ocakta unutulan yemekler, makinede kalan çamaşırlar haliyle yeni bir dert yükü yaratıyor.
Ne söyleyim yine de şikayetçi değilim. Ama huniyle dolaşan hayal gücü kuvvetli o arkadaşları da çok seviyorum. Onların mutluluk sebeplerini, bizden olmayan taraflarını seviyorum… Dünya herkes için güzel bir yer olsun. Hepimizin yaşamaktan bıkmadığı herkesin kendine bir yer bulduğu bir arada yaşamaktan sıkılmayacağımız bir yer olsun. Özellikle çocuklarımız için.. Çocuklar öyle güzellerki korkunç bir savaşın ortasında bile yetişkinlerin yapamadığı şeyi yapıp oyun oynayabilirler, bunu korkmadıkları için değil; çok korkarlar ama bulundukları yere, bulundukları duruma o kadar çabuk adapte olurlarki biz bile şaşırabiliriz. Bizim göremediğimiz şeyi onlar müthiş dehalarıyla tüm güzellikleri keşfedebilirler.. biraz onlara benzemeyi bizde öğrenebilir miyiz sizce?

Yorumlar

  1. Bende sizinle hem fikirim. Keşke dünya herkes için güzel bir yer olsa. Bizde bir zamanlar çocuktuk. Hala hayata çocuk kalbiyle bakmayı hem kendi adıma, hemde hepimiz adına diliyorum.

    YanıtlaSil
  2. Evet, Çocukluğumuzdaki gibi güzel olsa o bile yeter..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siz de Karküreyici Ebeveynlerden misiniz???

        Avustralyalı tanınmış çocuk psikoloğu Dr. Michael Carr-Gregg’e göre helikopter ebeveynliğin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorluğu ortadan kaldıran “kar küreyici” ebeveyn nesline geçtiğimizi söylemekle kalmayıp, bu konuda bizleri uyarıyor. Dr. Michael Carr-Gregg, X Kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldiklerini söylüyor. Geçmişin sert, otoriter ve kuralcı ana-babaları nasıl oldu da yumuşacık oldular bilinmez ama b u kuşağın ebeveynleri çocuklarının önlerine çıkan engelleri ortadan kaldırarak, onların hayatını mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne kadar doğru düşünmek gerekli.!!! Ben ve benim gibi çalışan anne babalar yoğun iş yaşamları nedeniyle çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamanın sıkıntısı içinde. Bu sebeple beynimize psiko

Mutlu olan çocuk Başarılı olacak çocuk görüşündeyim.

  Çocuklarımızı ağlatmasak ne güzel olur değil mi?   Oğlumu bugüne kadar ödül / ceza yöntemiyle ya da korkutarak büyütmedim… Uzmanlarda bu konuda çelişiyor. Bazı uzmanlara göre çocuğun hatasını anlaması için ceza verilmeli, bazılarına göre ödül ve ceza sisteminin hiç işe yaramadığı aksine çocukların olumsuz davranışlarını bireye daha çok yerleştireceğini söylüyorlar. Ben çocuk gelişimi uzmanı değilim sadece farklı görüşleri olan uzmanların kitaplarını okuyorum ve kendime göre doğru olan davranış biçimini belirlemeye çalışıyorum. Benim tek bir amacım var Çınar’ın herşeyden önce hatta benden öte bile mutlu olması. Zaten tüm anneler böyle değil midir? Tabi ki bende zaman zaman sinirleniyorum, kızıyorum oğluma, ama nihayetinde kızdığım için özür dileyebiliyorum. Sonuçta ne olursa olsun Çınar da bir birey ve annesinin de kendisi gibi hata yapabileceğini biliyor.