Ana içeriğe atla

Annelik Serüveni 16. Hafta

İçinizde bir kelebeğin uçtuğunu hissetiniz mi? İlk hamileliklerde hissetmenin zor olduğunu söylerler ama ben hissetmiştim. Doktoruma sorduğumda. Seninle ilk tanışması, varlığını hissettiriyor demişti. Gerçekten mükemmel bir his… Anlatması zor olsada içimde döndüğünü, tekmelediğini ve bunun gerçek olduğuna inanmak harika. Birbirine olan bağımız her geçen gün o kadar artıyorki…  Artık otobüslerde yer vermeye de başladılar? Koca basket topunu karnıma koymuş gibi geçirdiğim son ayımdan önce bu kadar farkedilmeye başlamıştı demek ki. Hala Şişli'deki doktoruma giderken yorulsam da kafamda istemesemde doktorumu değiştirme fikirlerim netleşmeye başlamıştı. Harika bir doktorum vardı ama ona uluşmak için köprüyü geçmem ve uzun süre yürümem gerekiyordu. Dayanabildiğim kadar devam edecektim.

Bu hafta bebeğiniz bir avakado büyüklüğüne geldi! Şimdiki aşama bir gelişim sıçraması olacak. Önümüzdeki haftalarda bebeğinizin boyu ve kilosu tam iki katına ulaşacak. Şuanda 11.5 cm boyunda ve 100 gr ağırlığında. Artık çok aktif ve siz hala gazım mı var bu hareketlenme neden diye düşüyorsanız, belkide o hissetiğiniz gaz değil bebeğinizin ta kendisi olabilir. Tekrar kendinizi dinleyin derim…. Bütün kaslarını kullanıp, kollarını hareket ettirip ellerini birleştirebilen bir mink var içinizde. Sinir sistemi geliştikçe hareket kabiliyeti de gelişecek. Bacakları daha bir gelişti, kafasını eskisine nazaran daha fazla dik tutabiliyor ve gözleri de yüzüne doğru iyice yakınlaştı. Kulakları da olması gereken yerine geldiler. Ayak tırnakları bile oluşmaya başlasa da içeride oluşacak daha çok şey var. İç organlarında da gelişmeler var. Örneğin kalbi kan pompalıyor ve gelişimi devam ettikçe miktarı artacak.

Artık bu aşamada aşermeniz normal. Ben hiç aşermesemde hamilelik sırasında pek çok kadın bunu yaşar. Aşermek belirli bir şekilde olabilir, mesela şeftalinin sadece belli bir olgunlukta olanlarını istiyor olabilirsiniz. Daha genel de olabilir, baharatlı acı yemekler istemek gibi. Sağlıklı şeylere aşerdiğiniz sürece endişe duymadan istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Ama besinlerinizi seçerken aşerdiğiniz yiyecek dışında da çeşitliliğin sağlandığından emin olun. Şu an besleyici gıdalar tüketmeniz bebeğin gelişimini ve gelecekteki sağlık durumunu etkileyecek. Bazı kadınlar aşermeyi pika denilen şekilde yaşar. Pika alçı, boya parçaları, kil, kömür, tebeşir ve çamaşır deterjanı gibi yenmeyen maddelere karşı duyulan iştahtır. Pikanın mineral eksikliğinden kaynaklandığı düşünülür fakat aşerilen madde her zaman mineral miktarını düzenleyecek madde olmayabilir. Eğer anormal şekilde böyle bir istek duyarsanız doktorunuza danışın. 

Ani duygu değişimleriniz artık seyrekleşiyor. Rahminizin baş kısmı şu anda kasık kemiğiniz ve göbeğinizin tam ortasında duruyor ve bunu destekleyen yuvarlak bağlar da karnınız büyüdükçe kalınlaşıyor ve esniyor. Büyük ihtimalle bu aralar kendinizi bir nebze daha iyi hissediyorsunuzdur. Daha az mide bulantıları, daha seyrekleşen ani duygu değişimleri ve daha canlı bir cilt görünümü, eminiz sizi daha iyi hissettirmeye yetiyordur.

Her gün biraz taze meyve ekleyerek bir dondurmalı içecek için. Böylece bolca kalori almış olacaksınız üstelik dondurmanın içerdiği kalsiyumdan da yararlanacaksınız. İyi yağlar barındıran besinler tüketin. Çerez (Fındık, fıstık) ve avokado gibi. Kuru meyve yiyin. Taze meyve kadar doyurucu olmadığı için daha fazla yemeniz gerekecektir. Böylece daha sağlıklı kalori tüketmiş olursunuz. Öğünleriniz arasında sıkça atıştırın. Kendinize sık sık, hem kendiniz hem de bebeğiniz için kilo almanız gerektiğini hatırlatın.

Anne karnında bebek hareketleri ne zaman başlar?
Anne karnında (gebelilkte, hamilelikte) bebek henüz çok erken haftalarda 9. hafta civarında hareket etmeye başlar. Ultrason muayenesi sırasında bu hareketler görülebilir, özellikle ultrason probu ile rahim sallandığında bebek de refleks olarak hareket eder. Ancak bu haftalarda bebek henüz çok küçük (2 cm) olduğu için hareketlerinin hissedilmesi imkansızdır. Bu haftalarda bazen anne adaylarının bebek hareketlerini hissetmesi sandığı olan aslında barsak hareketleridir.

Anne karnında bebek hareketleri ne zaman (kaçıncı haftada) hissedilir?
Bazı kadınlar
bende dahil olmak üzere 16. hafta içinde bebeğinin hareketlerini hissederken, birçok kadın da 18. hafta ya da daha sonrasında bile bu tepkileri hissedemiyor. (Gerçi bu sizin ilk hamileliğiniz ise endişelenmeyin, birçok anne adayı 20. hafta sonrasında bebeğin tepkilerinin farkına varabiliyor.) İlk hareketlenmeleri de zaten sanki içinizde bir kuş kanat çırpıyor ya da içinizde mısır patlıyor gibi hissedersiniz. İlerleyen haftalarda ise bu tepkiler daha güçlenir ve siz bunu hem daha sık hem daha kuvvetli hissetmeye başlarsınız.
 
Sıra geldi testlere: üçlü test ne zaman yapılır?
Gebelikte üçlü test genellikle 16-20 haftalar arasında yapılır ancak bazı hastanelerin labaratuarları 15-22 haftalar arasında yapabilmektedir. Bu haftalardan önce veya sonra yapılamaz. Hamileliğin ilgili haftalarında anneye önce ultrason muayenesi yapılır daha sonra anne normal kan tahlillerinde verdiği kadar kan verir. Kanın aç karnına, tok karnına veya günün hangi saatinde verildiği farketmez yalnız ultrasonun yapıldığı gün verilmesi gerekir. Bu kanda B-HCG, u-E2 (serbest estriol), AFP isminde 3 değere bakılır. Bu değerlerle birlikte ultrasonda ölçülen değerler ve annenin doğum tarihi, son adet tarihi, kilosu, sigara kullanıp kullanmadığı gibi bilgiler bilgisayar programına girilir. Bilgisayar programı yaptığı hesaplamalar sonucunda risk düzeyini belirler. Sonuçta trizomi 21 (Down sendromu), trizomi 18 (Edwards sendromu) ve nöral tüp defekti için üç ayrı risk sonucu verir. Üçlü test sonucu en geç bir kaç gün içerisinde çıkmaktadır. Sonuç çıktığında mutlaka doktorunuza göstermelisiniz. Sonuçtaki riskin düşük veya yüksek olmasına göre bundan sonra izlenecek yol size anlatılacaktır. Düşük riskli sonuçlarda bir müdahale yapılmazken yüksek riskli sonuçlarda CVS veya amniyosentez yapılabilir, buna doktorun aydınlatması ile aile karar vermelidir.

 Gebelikte dörlü test nedir?
Üçlü test ile tamamen aynı amaçla yapılan bir testtir ancak üçlü teste göre başarısı daha yüksektir. Dörtlü testte down sendromlu bebek tespit etme oranı %80'dir. Üçlü testte anneden alınan kanda değerlendirilen  B-hCG ve serbest estriol (uE3) ve AFP düzeylerine ek olarak dörtlü testte İnhibin-A düzeyinin de formüle katılması testin başarısını yükseltmektedir. Bu dört maddenin anne kanında ölçülmesinden dolayı adı dörtlü testtir, aynen ikili ve üçlü testte olduğu gibi. Anneden aynen normal kan tahlillerinde olduğu gibi az miktarda kan alınaran dörtlü tarama testi değerlendirmesi yapılır. Trizomi 21 ve 18 zeka geriliği, kalp anomalileri ve diğer organ anomalileri olan hastalıklardır. Bu testlere zeka testi denmesinin nedeni de budur, dörtlü test bebeğin zeka düzeyini ölçen bir test değildir.
İlk trimesterde 11-14 haftalar arasında tarama testlerini yani ikili test, kombine test ve NT ölçümlerini yaptırmayanlar, zamanını kaçıranlar için sonradan önerilebilecek en iyi test dörtlü testtir.

Dörtlü test sonucuna göre risk belirleme:

Dörtlü testte aynen üçlü testte olduğu gibi
Down sednromu (trizomi 21), Edwards sendromu (trizomi 18) ve nöral tüp defekti anomalilerinin risk araştırması yapılır. Tek farkı burada tespit etme başarısı daha yüksektir. Aynen ikili test ve üçlü test gibi dörtlü test de bebekte kesin olarak hastalık varlığını göstermez, sadece bebekte bu kromozomal anomalilerin bulunma riskinin normalden yüksek olduğunu gösterir ancak bu yüksek riske rağmen bebeğin tamamen normal olma ihtimali de vardır. Bu nedenle kesin tanı için CVS ve amniosentez gibi yöntemler uygulanır. 35 yaş üzerindeki gebelere risk fazla olduğu için "genellikle" dörtlü test yapılmasına gerek duyulmadan direkt olarak amniosentez önerilir.

 Gebelikte (hamilelikte) üçlü ve dörtlü test sonuçları nasıl değerlendirilir?

Üçlü testte anne kanında üç hormonun B-HCG, AFP, uE3 (estriol) ölçümü yapıldığı için sonuç kağıdında bunların değerleri ve bu değerlere göre hesaplanan risk oranları yazar. Dörtlü testte bunlara ek olarak İnhibin-A da değerlendirilir.

(16 hafta + 5 gün için benim test sonucuma göre değerlendirmesini beraber yapabiliriz.)
Trizomi 21 (Down sendromu) riski: 1:2677
Trizomi 18 (Edwards sendromu) riski: 1:10000
Yaş riski (Age risk): 1:839
AFP Mom değeri: 1,41 mom
Nörol Tüp Defekti : 1:6559

Burada down sendromu riski sınırı genellikle 1/270 kabul edilir. Bu sınırın üzerindeki riskler yani 1/200, 1/100, 1/50 gibi değerler yüksek riskli kabul edilir. Bu sınırın altındaki değerler yani 1/300, 1/1000 gibi düşük riskli kabul edilir. Trizomi 18 için bu sınır genellikle 1/100 olarak alınır. Aynı şekilde bunun üstündeki değerler yüksek riskli, altındaki değerler düşük riskli olarak belirlenir. Yaş riski ise annenin yaşındaki kaç kadından birinde down sendromu riski olabileceğini gösterir.

AFP değeri 2.5 MoM üzerinde ise yüksek kabul edilir. Bu değerin yüksek olması nöral tüp defekti (açık spina bifida) riski olduğunu gösterir. Nöral tüp defektleri (NTD) bebeğin beyin ve omuriliği ile ilgili bazı anomalilere verilen isimdir,


Benim 16.Hafta +5 gününde verdiğim kan tahlili değerlerine göre çıkan sonuçlarıma göre doktorum herhangi bir risk olmadığı ama bu sonuçların bir kesinlik ifade etmediği ve sadece istatistiki bilgi olduğu konusunda uyarmıştı. 18.-22. Haftalar arası detaylı ultrason gerektiği konusunda bilgi vermiştir. Bu sebeple dörtlü testi yapmaya gerek duymamıştı.
Üçlü veya dörtlü test sonucunda yüksek risk çıkması ne anlama gelir?
Gebelikte üçlü veya dörtlü test sonucunda risk oranının yüksek riskli çıkması bebekte belirtilen oranda down sendromu olabileceği anlamına gelir. (Edwards sendromu riski ayrıca değerlendirilir) Örneğin Down sendromu riski (Downs risk) 1/100 gelmiş ise bu bebekte 100'de bir oranında Down sendromu olma riski vardır anlamına gelir. Bebekte kesin Down sendromu olduğu anlamına gelmez, hatta bebekte yüzde 99 oranında Down sendromu yoktur anlamına gelir. Bu durumda bebekte Down sendromu var mı yok mu kesin öğrenmek için amniosentez ile durum kesin olarak netleştirilebilir. Tabi bunun kararını yine aileye aittir çünkü  amniosentez yapılan hamileliklerde çok az da olsa düşük riski vardır, düşük yaklaşık 200-300 gebelikte bir gerçekleşebilir. Aile amniyosentez yaptırmak isterse birkaç gün içerisinde kesin sonucu öğrenebilir, yaptırmak istemezse kesin sonuç ancak doğumda görülebilecektir.

Üçlü veya dörlü test sonucunda düşük risk çıkması ne anlama gelir?
İkili test sonucunda risk oranının yukarıda belirtildiği gibi 1/270'den düşük örneğin 1/1000 gelmesi bebekte Down sendromu olma riskinin düşük olduğunu gösterir ama bebekte kesin down sendromu olmadığı anlamına gelmez. Örneğin sonuç 1/1000 ise bebekte down sendromu riski binde birdir yani çok düşüktür ama sıfır değildir, aile bunu doğru anlamalıdır.

Üçlü ve dörtlü test sonucu hangi hastalıkları gösterir, hangilerini göstermez?
Hamilelikte üçlü ve dörtlü test yaptırmak sadece Down sendromu, Trizomi 18 e nöral tüp defekti denilen üç hastalığın riskini gösterebilir. Bunların dışındaki hastalıklar hakkında bilgi vermez. Bu testlerin sonuçlarının normal olması bebekte her şeyin normal olduğu anlamına gelmez, bebekte kalp veya diğer organ anomalileri olabilir, doğuştan bazı sakatlıklar olabilir. Bu testlere halk arasında "zeka testi" denilmesinin nedeni Down sendromlu bebeklerde zeka geriliği görülmesidir, bu testler bebeğin zeka düzeyini ölçemez.

 Amniyosentez nedir neden yapılmalıdır.?
Amniyosentez, gebeliğin 16 ile 20. haftası arasında yapılan bir testtir. İçinizde gelişen bebeğinizde down sendromu gibi kromozomsal bozuklukların olup olmadığını tespit etmeye yarayan amniyosentez, genellikle yüzde 99 oranında doğru sonuç verir. Bu test, aynı zamanda yüzlerce genetik bozukluluğu da ortaya çıkarabilir. Birçok uzman hamileliğin birinci ve ikinci dönemlerinde alınması gereken opsiyonel testlerin yaptırılmasından yana. Doktorunuz da bu testlerin avantajlarını ve dezavantajlarını sizinle paylaşacaktır ancak yine de bu testler tamamen sizin kararınıza kalmıştır.


 

 

 

 

 

 

 

 
                

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Siz de Karküreyici Ebeveynlerden misiniz???

        Avustralyalı tanınmış çocuk psikoloğu Dr. Michael Carr-Gregg’e göre helikopter ebeveynliğin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorluğu ortadan kaldıran “kar küreyici” ebeveyn nesline geçtiğimizi söylemekle kalmayıp, bu konuda bizleri uyarıyor. Dr. Michael Carr-Gregg, X Kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldiklerini söylüyor. Geçmişin sert, otoriter ve kuralcı ana-babaları nasıl oldu da yumuşacık oldular bilinmez ama b u kuşağın ebeveynleri çocuklarının önlerine çıkan engelleri ortadan kaldırarak, onların hayatını mümkün olduğunca kolay bir hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne kadar doğru düşünmek gerekli.!!! Ben ve benim gibi çalışan anne babalar yoğun iş yaşamları nedeniyle çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamanın sıkıntısı içinde. Bu sebeple beynimize psiko

Mutlu olan çocuk Başarılı olacak çocuk görüşündeyim.

  Çocuklarımızı ağlatmasak ne güzel olur değil mi?   Oğlumu bugüne kadar ödül / ceza yöntemiyle ya da korkutarak büyütmedim… Uzmanlarda bu konuda çelişiyor. Bazı uzmanlara göre çocuğun hatasını anlaması için ceza verilmeli, bazılarına göre ödül ve ceza sisteminin hiç işe yaramadığı aksine çocukların olumsuz davranışlarını bireye daha çok yerleştireceğini söylüyorlar. Ben çocuk gelişimi uzmanı değilim sadece farklı görüşleri olan uzmanların kitaplarını okuyorum ve kendime göre doğru olan davranış biçimini belirlemeye çalışıyorum. Benim tek bir amacım var Çınar’ın herşeyden önce hatta benden öte bile mutlu olması. Zaten tüm anneler böyle değil midir? Tabi ki bende zaman zaman sinirleniyorum, kızıyorum oğluma, ama nihayetinde kızdığım için özür dileyebiliyorum. Sonuçta ne olursa olsun Çınar da bir birey ve annesinin de kendisi gibi hata yapabileceğini biliyor.

Annelik Serüveni 14. Hafta

Güzel yüzüyle karşılaşınca yaşayacağınız mutluluğun tarifi olmayacağını size anlatmayacağım. Tarifi zor duygular herkese göre değişiyor tabi. Şimdiden kime benzeyecek diye düşünmeyin. Zaten eşsiz bir bebekle karşılaşacaksınız. Bu hafta bebeğiniz o minik gözlerini kısabilir, kaşlarını çatabilir, yüzünü ekşitebilir, çişini yapabilir ve büyük bir ihtimalle baş parmağını bile emmeye başlayabilir. Beyin uyarıları sayesinde yüzünde küçük mimikler oluşturabilir ve yüzü bir ifadeden başka bir ifadeye bürünebilir. Böbrekleri çalışır vaziyette hatta içinde yüzdüğü amniyotik sıvıyı yutup, idrar yoluyla çıkartıyor. Artık çişini bile tutabilir.   Göz kapakları gelişiyor ve küçük ince tırnakları beliriyor.