Avustralyalı tanınmış çocuk psikoloğu Dr. Michael
Carr-Gregg’e göre helikopter ebeveynliğin bir anlamda daha
ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorluğu ortadan
kaldıran “kar küreyici” ebeveyn nesline geçtiğimizi söylemekle kalmayıp,
bu konuda bizleri uyarıyor.
Dr. Michael Carr-Gregg, X Kuşağı ebeveynlerinin çocuklarının hayatını çok
kolaylaştırdığını, böylece çocukların karşılaştıkları problemleri kendileri
çözemez ya da önlerine çıkan engelleri kendileri aşamaz hale geldiklerini
söylüyor. Geçmişin sert,
otoriter ve kuralcı ana-babaları nasıl oldu da yumuşacık oldular bilinmez ama bu kuşağın ebeveynleri çocuklarının önlerine
çıkan engelleri ortadan kaldırarak, onların hayatını mümkün olduğunca kolay bir
hale getirmeye çalışıyorlar. Bu ne kadar doğru düşünmek gerekli.!!!
Ben ve benim gibi çalışan anne babalar yoğun iş yaşamları
nedeniyle çocuklarına yeteri kadar zaman ayıramamanın sıkıntısı içinde. Bu
sebeple beynimize psikolojik baskı yapan bu duyguyu ortadan kaldırmak için
çocuğumuzun her isteğine “tamam” diyen, her zorlandığı anda yardımına koşup,
“kar küreyici” tadında bir ana-baba modeli ortaya çıkardık maalesef. Bizler, ne
kadar çocuklarımızın hayatlarını kolaylaştırırsak o kadar iyi olduğumuza inanarak
vicdanen kendimizi rahatlatmaya çalışıyoruz.
Bazı ebeveynler, çocukları olduktan sonra yaşadıkları aşırı
kaygılar sebebiyle, çocuklarını okula kadar götüren, okulun kapısında bekleyen,
çocuğun yapması gereken ödevleri bile kendisi yapan bir ana-baba tutumu ortaya
koyuyorlar. Bu elbette çocuklara bir iyilik değil. Bu çocuğun özgüvenini zedeleyerek
tüm hayatı boyunca destek almadan adım atamayan, kendi kendine yetemeyen bireyler
yetişmesine sebep olabilir.
Her anne baba çocuğu için en iyisini, en güzelini ister. Ama
çocuklarımızın önüne en iyiyi, en mükemmeli sunarsak onlar ne yapacak? Tüm
hayatı boyunca çocuklarımıza sorunsuz bir hayat vaadi sunabiliriz, hatta
güvenli kollarımızda her türlü zorluğa karşı gardımızı alıp çocuklarımız için
herşeyi yapabiliriz. Peki biz olmayınca ne olacak? Gerçek hayatın içine
karıştıktan sonra yaşamlarını sürdürmek ve tek başına olmak zorunda kalacağı
durumlarda ne yapacaklar? Onları herkesten ve her şeyden sonsuza dek koruyamayız.
Hiç problemle karşılaşmayan bir kişi, hayata karşı nasıl durabilir? Bunu düşünmek
lazım. Sürekli çocuğumuz yerine karar veren, çocuğumuzun yolu üzerindeki tüm
engelleri kaldıran ve hiç problemli bir durumla karşılaşmasına izin vermeyen
bir ana-baba çocuğuna iyilik mi etmektedir? Her ihtiyacının her durumda
karşılandığını veya karşılanacağını bilen bir çocuk neden yaşama tutunmak için
mücadele etsin ki?
Yapmamız gereken, onlara güvenli ortamlar yaratarak, o
güvenli ortamlarda kendi hayatını yaşamasına izin vermek. Bu bile korkutucu
geliyor değil mi kulağa?
Yorumlar
Yorum Gönder