Ana içeriğe atla

Girdim yola gidiyorum… Yanımda götürdüklerim yeter. Bolca kitap, biraz umut, sevdiğim satırları okuyabileceğim bir nefes ve üzerinde duracağım iki ayak…


Girdim yola gidiyorum bu da son söz sana; uçan kuşun kanadı kırılırsa yürüyerek uzaklaşır kaçar; insanın yüreği kırılırsa kaçacak yeri çok, uzaklaşacak hali yoktur.. Durup baktım kendime yüzleşmek için aynaya bu hikayede ki kahraman kim? Ben mi? Aynadaki mi?
Yürüyorum dümdüz yolda geriye dönüp bakmaya niyetim yok. Kaybettiklerim kazanacaklarımdan fazla olsa bile bir noktada sözler tükenirse yürümek lazım bolca, yüzüne çarpan soğuğun buz gibi içine girmesinden hazederek. Soğuk adamı üşütür mü?.. Soğuk adamı üşütmez, soğuk adamı kendine getirir, hayatına dair şüpheleriyle yüzleştirir.

Yürürken sağıma soluma bakmam düzdür benim çizgim, nettir aynı zamanda sevmem ortada olmayı, kararsızlık yaşamayı. Karar verdiysem yaparım, dön dersen arkama bakmam, uzundur benim hayata çizdiğim çizgiler… dolanmayı sevmem kestirir atarım bir çırpıda, ama bilmez kimse o karar verilirken neler yaşandığını nasıl verildiğini…
Bence insanın bir duruşu olmalı hayata karşı, dik olmak zorunda değil, durmak yeterli ayaklarının üzerinde. Düşünsenize iki ayağınız üzerinde durmak ne kadar kolay, yürürken bir anda koşmak ne kadar kolay… Kim demiş düşmek kötü diye. Düş ki; kalkmayı öğrenmen kolay olsun.. Hiç düşmemişle, hep düşen arasında en belirgin fark biri ağlarken, biri kalkar gider….
Girdim yola gidiyorum… Yanımda götürdüklerim yeter. Bolca kitap, biraz umut, sevdiğim satırları okuyabileceğim bir nefes ve üzerinde duracağım iki ayak… Akıl sonradan gelir nasılsa…. Duygular gelmesede olur… zaten benden bağımsız hareket etmeyi seviyorlar…

Yorumlar

  1. Sanki en sevdiğim kitabı okuyordum yazının bitmesine üzüldüm. Soğuk insanı kendine getirir ve düşe kalka ogreniriz gerçekten harikaydı

    YanıtlaSil
  2. Blogunuzu izlemeye aldım sizide bloguma beklerim :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Annelik Serüveni

Hamilesiniz.. Ne güzel bir duygu, şimdiden duygularınız yeşermeye başladı mercimek tanenize. Bu serüven o kadar güzel ve zevkli geçiyor ki.. Bu serüvene gelişiniz belki benimki kadar zor olmamıştır, belki benimkinden zor olmuştur. Sizlere hem bilimsel verilerden yararlanarak hafta hafta hamilelik serüvenini anlatırken kendi hamileliğim süresinde geçen anılarımı paylaşarak size yardımcı olamaya çalışacağım. İnternette hafta hafta gebelik anlatan çok sayfa var belki ben sadece duygularımı katarak ve tecrübelerimi paylaşarak hem kendi anılarımı canlandırmak hem de oğluma bir anı bırakmak istiyorum. Bilimsel verileri internette güvenilir kaynakları birleştirerek yazdım içine biraz kendi duygularımı katarak anlatmaya çalıştım. Hadi Buyrun Başlayalım. Hepsini aynı anda okumaya başlamayın Çünkü o haftanın hislerini önceden yaşamanız mümkün olmayacağı için tekrar okuma ihtiyacı duyacaksınız. 

Annelik Serüveni 18. Hafta

Annelik dürtüleri öylesine güçlüdür ki, günde iki paket sigara içen kadının anne olacağını öğrendiği anda birden sigarayı bıraktığını sıklıkla gözlemlemişsinizdir. Bilindiği gibi en sık sigara bırakma sebeplerinin başında geçirilmiş kalp krizi gelmektedir. Yani insanlar ölüm korkusundan sigarayı bırakmaktadırlar. İkinci sırada da hamilelik gelmektedir. Annenin Bebeğine zarar verme endişesi, neredeyse ölüm korkusuyla eş bir motivasyon yaratmaktadır. Sizin sigarayı bıraktığınızdan emin olarak bu hafta bebeğinizin neler yaptığını anlatalım.

Freud'un Kız Kardeşi

Etkileyici bir şekilde başlıyordu kitap. Adolfina Freud’un rüyası beni çok etkiledi.. Kitaptan alıntıyla başlamak istiyorum. “Çok yalnızım” dedi “ yanımda başkaları olsaydı bile yine yalnız olabilirdim” ama o bile yok. “Bak etrafta hiç kimse yok” “herkes burada” dedim Kafasını iki yana salladı “Hayır hiç kimse yok.” “Herkes burada” dedim “sadece onları araman gerek.” “Arıyorum” dedi ama “hiç kimse yok.”   “Ayrıca burası bomboş bak sadece ışık var ama başka hiç bir şey yok. Işık, yalnız ve etrafı boş olduğunda kaçması imkansız en korkunç hapishane gibidir, Çünkü kaçacak hiçbir yer yok. Her taraf ölü ışı ve içinde kimse yok.” “Herkes burada” dedim. “Ama sen kendine çok fazla baktığından diğerlerini göremiyorsun.” “Hayır dedi” Sigmund “Hiç kimse yok. “Belki de bu ölümdür. Sonsuz bir varoluş, bilinçli bir yalnızlık tamamen yalnız olmak. Ölümden sonra basitçe kaybolup yok olmam daha iyi olurdu. Bazen ölümden sonra öyle olduğuna inanıyordum. En korkunç cehennemin hayali bile...